Kahve Yorumlar

KAHVE
Şifalı Bitkinin makalesi altında ilgili ürünlerde sergilenmektedir.

+ Kahve Bitkisinin Diğer İsimleri:

Kahve, Coffea Arabica, Coffea Liberica.

+ Kahve Bitkisinin Faydaları & Tıbbi Etkileri:

Kahve tüm dünyada keyif verici bir içki olarak kullanılmaktadır. Kahvede bulunan kafein beyindeki bazı merkezleri uyararak yorgunluğu azaltır, uykusuzluk verir, günlük çalışma gücünü fiziki ve akli performansı arttırır. Solunum merkezinin CO2’e duyarlılığı arttırarak solunumu uyarır. Damar, bronş, bağırsak ve idrar yollarında bulunan kasları gevşeterek genişlemeye yol açar. Bu etki bağırsak ve böbrek spazmlarında spazmı çözerek fayda sağlar. Bağırsağa olan etki ile de kabızlık yapar. Böbreklerde tuzun geri emilimini önleyerek idrar söktürür. Önceleri bu etkisinden böbrek taşlarının uygun olanlarının düşürülmesinde yararlanılmıştır. Fazla miktarda kullanım, uykusuzluk sinirliliğe yol açabilir. Yüksek tansiyonlu kimselerde tansiyon daha da yükselebilir.

+ Kahve Bitkisinin Kullanım Şekli:

Kahvenin kullanımı herkesin bildiği gibi içecektir. Kahve tohumları kavrulduktan sonra çeşitli şekillerde su ile kaynatılarak içilir. En bilinen türler Türk kahvesi, Amerikan kahvesi ve Granür kahvesidir (Nescafe). Amerikan kahvesi için kahve tohumu parçalanır ve suyla birlikte kaynatılır. Elde edilen sıvı kâğıt süzgeçlerden geçirilerek parçalarından arındırılır ve içilir. Türk kahvesinde tohumlar toz haline getirilip öylece kaynatılır ve doğrudan içilir. Granül kahve için kahve tozundan çeşitli işlemelerle üretilen granür kahve suda eritilerek içilir.

+ Kahve Bitkisinin Familyası, Tarihçesi ve Genel Bilgileri:

Anavatanının Arabistan veya Doğu Afrika, yani Etopya, Sudan olduğu düşünülen kahve hava sıcaklığının 5 dereceye düştüğü hava şartlarında yaşayamaz. Bugün Brezilya dünyanın en büyük kahve yetiştiricisidir. Ayrıca Angola, Orta Amerika, Java, Sumatra, Endonezya, Tayland kahve yetiştiren başlıca ülkelerdir. Kafe kelimesinin, bitkini ilk olarak Etyopya’da Kaffa şehrinde yetiştirilmeye başlanması sebebi ile verildiği sanılmaktadır. Habeşistan’da (Etiyopya) kahve çok eski zamanlardan beri kullanılmaktadır. 1875 yılında Habeşistan’dan İran’a gönderilmiştir. Osmanlı’ya kahvenin ilk olarak ne zaman girdiği bilinmemekle birlikte beraber 1258’de Şeyh Ömer tarafından veya 1544 sonlarına doğru hacılar elleriyle Yemen’den getirdikleri düşünülmektir. Avrupa’ya da 1624’de gelen kahve İtalya’dan başlayarak kısa sürede tüm kıtaya yayılmıştır. 1669’da Paris’teki Türk Elçisi Süleyman Ağa Fransız yüksek sosyetesine kahveyi ilk sunandır. Bu aşamalardan sonra hekimlerin şiddetli itirazlarına rağmen kahveye ilk ilgi giderek artmıştır. Pasqua adındaki bir Yunanlı Londra’da ilk kahvenin 1652 yılında açılmış olduğunu bildirmektedir. Osmanlı’da ise ilk kahvehane 1553’te İstanbul’un Tahtakale semtinde açılmıştır. Daha sonra bir sohbet ve toplantı yeri olan kahvehaneler öğrenci ve asker muhiti olan Süleymaniye ‘de toplanmıştır. Başta Sultan 4.Murat olmak üzere dedikodu ve tembellik yerleri olarak değerlendirilen kahveler zaman zaman kapatılmıştır. Fakat tüm yasaklara rağmen tütünde olduğu gibi kahve tiryakiliği önlenememiş ve bütün ülkeye yayılmıştır. Birde kahvenin cinsleri vardır. Yetiştiği bölgeye göre Amerikan, Hint, Afrika, Arap ve İbo kahveleri olabilir. Makbul olanı küçük taneli arap kahvesidir.

+ Kahve Bitkisi İçindeki Maddeler:

En fazla kafein olmak üzere, teofilin ve teobramin adlı tıbbi maddeleri ayrıca tanen, uçucu ve sabit yağ, şekerler, selüloz taşımaktadır.

+ Kahve Bitkisi Toplama, Kurutma:

Kahve meyveleri olgun bir hale geldiği zaman toplanır. Kabukları iyice kurutulup, çatlayıncaya kadar güneşte kurutulur. Daha tohumlar kabuklarından ayrılır. Tohumlar üzerinde kalan ve pergament adı verilen ince zarın temizlenmesi için 2-3 gün nemli mahzenlerde bırakılarak bu süre sonunda yıkanır ve tekrar kurutularak ticarete çıkarılır.

(Kynk: Şifalı Bitkiler – Tarık Demira. – 2013)
Şifalı Bitkiler bilgilerinin kaynak gösterilsin veya gösterilmesin kopyalanması paylaşılması her türlü dağıtılması serbesttir.